Yeniden merhaba,
Daha önce buradan okudugunuz heyecan kaldigi yerden devam ediyor.
Sonunda o an gelmisti. Isaret verildi ve tam sprinte kalkacakken, solumda bulunan sporcunun heyecani nedeniyle cikisim engellendi. (Kesinlikle art niyetli oldugunu düsünmüyorum. Heyecandan ve biraz da acemilikten kaynaklandi. Eminim.) Baslangic cizgisinden bir kac metre ileride saga keskin bir dönüs vardi. Keskin dönüp, kücük ama dik bir tepeyi asip tepe noktasindan tekrar saga dönmek gerekiyordu. Tepe noktasinin eleyici olmasi ve sonrasinda „single trail“ olmasi nedeniyle o dönüse ilk girmek önemliydi. Maalesef 4. girdim. Bu durumda da ön tarafi yakalamak icin daha farkli ve fazla bir performans sergilemeniz gerekiyor. Lastik secimim o kadar yerindeydi ki, bu sayede bir cok noktada rakiplerim kayip düserken ben bisiklet üzerinde kalabildim. Bunda teknigin de etkisi var elbette ki.
SINGLE TRAIL: Parkurlarin tek bisikletin sigabilecegi, gecme imkani olmayan inis veya cikislari…
Ilk turda kisa bir süre sonra 2.nin hemen arkasinda 3.lüge yerlestim. Yine kaygan, kücük ve dik bir tepeden gececekken 2. ve ben, ikimizin önünde bulunup da yol vermeyen, erkek oldugu icin bizden (kadin sporculardan) daha iyi cikis yapabilecegini düsünen bir acemi sporcu, tepe noktasinda takilarak rakibimin düsmesine neden oldu. Tüm samimiyetimle söylüyorum ki o an o hareket kendime yapilmis kadar kizdim. Cünkü ben nasil hazirlandiysam veya istiyorsam rakibim de ayni hislerle oradaydi ve bunun ne demek oldugunu anlamayan biri onu engelliyordu. Ama ne olursa olsun bu bir yaristi ve ben kendi yarisima bakmak zorundaydim. Rakibim yattigi yerde söylenirken ikisinin yanindan, aslinda gecis olmayan bir yerden gecerek bu durumu kendi lehime cevirdim. O noktadan sonra genis bir yoldan asagi inerek teknik bir bölüme geliyorduk. Mümkün oldugu kadar arayi acmam gerekiyordu. Birincinin ne kadar uzak veya yakin oldugunu bilmiyordum. O teknik inis bana göre diger bir eleyici noktaydi. Ilk bir kac tur zemin fazlasiyla kaygandi. Benim icin pek sorun olmuyordu bu, cünkü cok daha kötülerinde yaristim. Bu nedenle tamamini bisiklet üzerinde gectim. Fakat elbette ki teknik inisin ikinci sektöründe acemi bir kardesim, tüm uyarilarima ragmen yol vermeyi reddedince, engellendim fakat cok sükür ki kaza yapmadan atlattim. Rakibim hemen arkamdaydi. Sesini duyuyordum. Daha hizli inmeliydim. Öyle de yaptim. Inisin dibine geldigimde birinci giden rakibimin sadece bir kac metre önümde oldugunu gördüm. Parkurun en kirici 3. bölümüne gelmistik. Uzun bir tirmanisti. En yorucu kisimdi. Bacaklarimda güc vardi, ama nedense bir türlü bunu pedala yansitamiyordum. Bir seyler engelliyordu gücümü kuvvete dönüstürmemi. Daha fazlasini yapmak istiyor, yapabilecegimi biliyor, fakat yapamiyordum. Yokuslarda rakiplerim benden cok daha iyiydi. Bunu biliyordum. Birinci giden rakibim yokusun ortalarinda arayi acmaya basladi. Elbette ki birakmadim. Kendi tempomla yarisa asilmaya devam ettim. Kendi tempomla gitmek zorundaydim, cünkü daha gitmem gereken 4 turum vardi. Yokusun bitiminde yine bir düzlük geliyordu. Orada atak yapmaliydim. Yaptim da. Arkamda biraktigim rakibimin beni yakalamamasi icin ugrastim. Fakat yine ayni sey oldu. Bacaklarim istedigimi, aliskin oldugumu vermiyordu bana. Sonunda o düzlükte rakibim tarafindan yakalandim ve gecildim. Hemen arkasindaydim. Böylece ikinci tura girdik.
Ikinci turda yine takipteydim. Bir sekilde gidemiyordum, ama yapabilecegimin en iyisini yapacak sekilde kendimi o anki limitlerimin üzerine cikarmaya calistim. Inisler, cikislar derken bir noktada ikinci giden rakibimin turun bitimine yakin bir mesafede zincir problemi yasadigini gördüm. Acikcasi bunlar sevmedigim durumlar. Cünkü bir baskasinin sorunundan faydalanip onu gecmek hosuma gitmiyor. Parkuru okumamalarindan kaynaklanan durumlarda veya teknik-taktik hatalarinda onlari gecmekten ise büyük haz duyuyorum. Bu durumu da „yapacak bir sey yok“ diyerek kendi lehime kullanmak zorundaydim. Ikinci turu 2. sirada bitirerek 3. tura girdim.
3.turda hala istedigim seviye olmamasina ragmen biraz daha tempoluydum. Zemin de biraz kurumaya baslamis, böylece sürüs daha akici hale gelmisti. Ctesi günü düsürüldügüm, ilk turda düsürülmek üzere oldugum teknik inisin basina gelmistim süratle. Parkurun bu kismi genis bir yoldan biraz düzlükten sonra saga dogru kivrilarak ayni genislikte asagi yönlip, kisa bir mesafeden sonra keskin ve dar bir sola dönüsle single trail olarak devam eder, daha sonra yeniden genis fakat bol kayalik zeminli bir alana ulasir. Bu genis kayalik alanin parkura devam eden kisminda teknik, kayalik bir sert bir saga dönüs-inis, hemen arkasindan U cizerek sola dönüs gelir. Iste benim düsürüldügüm nokta inisin bu kismiydi. Genis kayaliga vardigimda ileride bisiklet elinde yürüyen arkadasa seslendim. Sagolsun alan genis oldugu icin kenara cekildi ve yürümeye devam etti. Fakat neden oldugunu anlamadigim bir sekilde, tam olarak ben saga dönüs yapip inise girdigim anda yukaridan elinde bisiklet ile tam önüme atladi. Neden? Yol vermistin. Neden en kritik noktada, beklemek yerine parkurun disindan inisin tam ortasina atlar ki bir insan? Benim teknige girmem ile onun önüme atlamasi es zamanli gerceklestigi icin kacinilmazdi carpismamiz elbette. Ona carptiktan sonra solumda bulunan agacin dali cene kemigimin hemen altina sert bir sekilde girdi. Boynumun resmen sirtima degdigini hissettim. Cene kemigimin kirildigini düsündüm bir an. Kipirdayamiyordum. Birileri gelip beni agacin icinden cikardi. Aci hissetmemeli, bir an önce yoluma devam etmeliydim. Ikinci gidiyordum ve yerimi kaybetmek istemiyordum. Aci cekmeyle ugrasacak zamanim yoktu. Düsüren arkadas özür diledi. „Bir sey demiyorum“ diyebildim sadece. Cünkü eminim kendisi de bilmiyordu o hareketi neden yaptigini. Iste bu yüzden diyorum ki Türkiye Sampiyonasi ilk yaris OLAMAZ, OLMAMALI. En az 10 yaris tecrübesi olmayan sporcu Türkiye Sampiyonasi’na kayit yapilmamali.
U dönüsü dedigim yerin devami da S’ler cizen single trail olarak büyük ve dik bir kayaliga ulasiyordu. Ilk iki tur cok kaygan olan bu noktanin bu tur daha iyi durumda oldugunu tahmin ediyordum. Böylece zaten rahat gectigim bir noktayi daha iyi pozisyon alarak gecebilirdim. Inisten sonraki yokusta da tempomu korumaya calisarak, mümkün olan en kisa sürede bitise ulasip, 4. tura girdim.
4.turun ortalarina dogru bacaklarima kramp girmeye basladi. Nedense sadece ve sadece Türkiye Sampiyonasinda yasadigim bir sorun bu. Neden oldugunu bilmiyorum. (Lütfen Mg eksikligi demeyin, cünkü degil.) Bu durum yavaslamama sebep olsa da kontrollü bir sekilde, tempomu cok düsürmeden devam ettim yarisa. Bu yil, gecen yilki hatayi yapmamak icin her tur suluk degistirdim ve suluklarin iceriklerini cok iyi ayarlamistim. Yine de bu durumun gerceklesmesi beni biraz üzdü. Son turda alacagim sulugun yerine sadece su almaya karar verdigim 4.turu da 2.sirada bitirip 5.tura girdim.
5. ve son turda elimden geldigince tempomu yükseltmeye calistim ancak pek mümkün olmadi. Daha once bahsettigim kayalik inisin hemen arkasindan gelen uzun yokusun ortasinda arkamdan gelen rakibime gecildim. Sonuc olarak liderin 4dk gerisinden bitis cizgisine 3.sirada ulasarak, bir sezonu daha Türkiye 3.sü olarak bitirdim. Benim acimdan üzücü ama gurur veren bir yaris oldu. Türkiye sampiyonu Esra Kürkcü’yü ve Türkiye ikincisi Semra Yetis’i tebrik ediyorum.
Beni bitis cizgisinde bekleyen, yarisimi izlemeye gelen ve cesitli nedenlerle yaris sirasinda ayrilmak zorunda kalan, gelmek isteyip de gelemeyen, beni onlarca, yüzlerce km uzaktan destekleyen ve bana inanan herkese yüregimin taa derinlerinden sonsuz tesekkürler. Iyi ki varsiniz.
Bir sonraki macerada görüsmek dilegiyle.
Milyonlarca isik yili uzaktan sevgilerimle…