Bayanlar, baylar merhaba,
Uzun bir süredir sizlerden ve yarislardan uzaktim. Gecen yildan bu yana cok sey yasadim. Türkiye’ye dönüs yapip burada yeni bir hayat kurmaya calistim ve onun temellerini attim. Gittikce motivasyonumu ve disiplinimi kaybettim. Spor yapamadikca her sey daha da kötüye gitti. Bir etüt merkezinde ögretmenlik yapmaya baslamadan hemen önce babami kaybettim. Tam bir cöküs yasadim ve bu süre icerisinde o kadar cok kisi yanimda olmaya calisti ki anlatamam. Siz degerli dostlarim, tanidiklarim, hic tanimadigim halde beni takip edip yanimda olmaya calisan onca insan… Sözlerinizle, hissettirdiklerinizle bana güc verdiniz. Ben de, kendimi ve yolumu kaybetmis oldugum o zamani bir an önce sonlandirip tanidigim ve sizin de tanidiginiz o SAVASCI olarak yeniden dogdum.
Ben bu karari verdigimde önümde iki yol vardi:
Ya her sey, spor kariyerim, güzel ve onurlu bir mazi olacak, ben durumu kabullenip bir egitimci olarak vatana millete hayirli ve yararli bireyler yetistirme ve bir antrenör olarak da ruhu olan sporcular yetistirme ideallerimi gerceklestirmek icin var gücümle ugrasacak, fakat mutsuz olacaktim. Cünkü henüz aktif spor hayatimdan uzaklasmaya hazir degildim.
Ya da olmak icin dogdugum kisi olup, SAVASCI bir kadin olarak daha güclü bir sekilde ayaga kalkacak ve hem egitimci, hem antrenör hem de sporcu olarak ideallerimin pesinden kosacaktim. Her üc alanda da kariyer yapmak gibi bir sansim varken ve bu sans bana cok kücük bir cocukken MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’e verdigim sözü gerceklestirme firsati vermisken bunu kaciramazdim. Hayatimin firsatiydi bu cöküs benim. Eger o noktaya gelmeseydim bunlarin hicbirinin farkina varmayacak, hayatim sadece spor kariyerimden ibaret olacak ve ben bir cok sey icin gec kalacaktim. Etrafimdaki harika insanlarin, güzel is arkadaslarimin, piril piril ve sevgileri bambaska olan ögrencilerimin varliklarindan haberim bile olmayacakti belki de… “Hey Savasci! Bu, Allah’in sana daha da güclü ve piril piril dönmen icin verdigi bir firsat. Her zaman bekledigin meydan okuma firsati iste karsinda… Ve sen istedigin her seyi yapabilecek güce sahipsin.” dedim kendime. Gözlerim parladi. Ruhum tutkuyla costu ve şaha kalkti. Eski antrenörüm PETER SCHAUPP ile görüsüp beni yeniden calistirip calistirmayacagini sordum ve olumlu yanit aldigimda dünyalar benim oldu. Umutla doldum. Onun kadar mükemmel bir insan ve antrenörle yeniden calisacak olmak benim icin büyük bir onur. Sonucta temelimi o atti ve bugün ben sporcu olarak bildiginiz noktadaysam onun sayesindedir.
O arada, cok ani bir kararla ( 1 dk’dan kisa bir düsünme süresiyle ), her zaman hayalim olan enduro/downhill yarisina katilmaya karar verdim. Bu yil 2.si yapilan CAMLICA GAZOZUNA KAPISALIM DOWN OLIMPOS yarisina katilmak icin 12 yillik arkadasim Aybars Öge Sürücü ile irtibata gectim ve malzeme toplama isine giristim. Bu yarisin ayrintilarini yaris yazimda yazacagim icin burada ayrinti vermek istemiyorum. Sonuc olarak bu yeni disiplinde “Türkiye’nin ilk kadin enduro yariscisi ve Olimpos Dagi’ndan bisiklet ile inen ilk kadin” ünvanlarini alarak adimi tarih kitaplarina yazdirdim. (Fakat hangi tarih kitaplari oldugu konusunda hicbir fikrim yok 😀 ) .
Bu yaristan bir hafta sonra Izmirli arkadaslarimla Izmir’de gecirdigim müthis inis gününde tesadüf eseri crossfit antrenörü CIHAN KARAOGLUOL ile tanistim ve kendisi benim crossfit antrenörüm olmayi kabul ettiginde hissettigim coskuyu ve mutlulugu anlatamam. Bu konuyu da ayri bir yaziyla sizlere sunacagim.
Sizlerden ayri kaldigim onca aydan, yasadigim onca seyden sonra yeniden aranizda olmak mutluluk verici. O aylar boyunca yanimda olan tanidigim veya tanimadigim ama bu sayede tanistigim, henüz yüzünü bile görmedigim halde yanimda olduklarini tüm benlikleriyle hissettiren sevgi dolu, güzel ruhlu, yürekli insanlara, yoluma dönmemi ve o yolda yürümem icin gereken enerji ve gücü saglayan dostlarima, bana yeniden hayat veren bas antrenörüm Peter Schaupp ve ikinci antrenörüm Cihan Karaogluol’a, hep yanimda olan Goshots.net ‘e, Victor Zandbergen’e, beni hem bir ögretmen hem de sporcu olarak destekleyen sevgili patronum Süheyla Kiraz’a, müdürüm Emel Kanyilmaz’a, is arkadaslarim Emine Hanim ve Kezban Hanim ‘a, ögrencilerime, sporcum Jasmin Asli Akalin’a ve ailesine, son olarak da bana gösterdigi anlayis icin canim, biricik annecigime tüm kalbimle tesekkür ediyorum. İyi ki varsiniz. Sızinle cok güclüyüm.
Bir sonraki yazida görüsmek dilegiyle.
Sevgiler.